AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
Dil-Ekin Söyleşisi: ÖNER TANIK ile CUMHURİYET KAZANACAK!

30 Kasım 2017 Perşembe günü Dil-Ekin Söyleşisinde konuğumuz Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri ÖNER TANIK oldu. Konuğumuz CUMHURİYET KAZANACAK başlıklı söyleşisinde ülkemizin içinde bulunduğu olumsuzluklara karşı direncimizi tazeledi.

Söyleşi başlangıcında kısa bir sunuş konuşması yapan Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel ülkemizin bir köprüden geçtiğini, ya düşüleceğini ya da yürüneceğini, bu yüzden ÇYDD, ADD ve Dil Derneği gibi tüm sivil toplum örgütlerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak "Dil Derneği olarak nerede katkı vermemiz gerekiyorsa orada katkı yapmalıyız," dedi.

Öner TANIK, “Cumhuriyet kazanacak,” sözlerinin ardından “çünkü ve ancak şeklinde yanıtlarla başlamalı ve içini doldurmalıyız,” dedi. Cumhuriyetin önce bireyde, sonra devlette özgürleşme ve bağımsızlaşma olduğunu, başka ülkelerde farklı tanımlar olmasına karşın bizde başka anlamlar içerdiğini, ileriye hamle yapmamız gerektiğini, bu coğrafya insanının aklının özgürleşmesi, toplumun da kelepçelerinden kurtulması, sonra sömürgenlere karşı da bağımsız olması, karşı bir kuvvet oluşturması, sömürgenlere karşı antiemperyalist bir mücadele yürütmesi gerektiğini vurgulayarak “Ancak veya çünkü, Cumhuriyet kurtulacak,” dedi.

Öner Tanık sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“Örgütlü güçlere düşen görevler var.

1. Gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Atatürk'ün ölümünden sonra iktidar olamadık. Şansımız yok gibi duruyor. Demokratik düşünce olarak daha önce devlette vardık. Bu siyasi iktidar bizi bürokrasiden çıkardı ve kadrolaştı. Bürokraside olmayan kesimde büyük bir rahatlama oldu. ‘Ordu cevap verir, Yargıtay yanıt verir’ deniyordu. Sonuç olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Seslenişindeki görevle karşı karşıyayız.

2. Düşüncelere akıl yoluyla değil, duygu yoluyla bağlı olmayı seviyoruz. Şu anda korumaya çalıştığımız Atatürk Cumhuriyeti mi yoksa yönetimin tek bir kişinin eline geçtiği cumhuriyetin nitelikleri yeniden  düzenlenecek mi? Diğer DKÖ’ler farklı düşünüyor. Algı operasyonları ile gerçeklikle yüz yüze gelmemiz engelleniyor.

3. Psikolojik savaşta medya algı yönetiyor. Etki altına girmemeliyiz.

4. Bilimsel çalışırsak cumhuriyet kazanacak. Hedef kitlemizde dil, davranış birlikteliğini sağlamalıyız. İnsanlarla görüşürken önce olumlu konulardan söz ederek konuşmaya başlamalıyız.

5. Ancak Atatürkçü düşünceyi politik tavır ve tutuma dönüştürmek gerekiyor. Halkçı, kamucu, planlı bir yöntemle, akıl, bilim yoluyla bir yöne koymalıyız.

6. Kitle örgütleri bağımsızdır, partileri eleştirebilir olmalıdır. Cesur olmalıdır. Muhalefetin suçu apolitik kitleyi etkileyememektedir. Türkiye'yi çözüme götürmek için ithal düşüncelerden çok ilerici bir Atatürkçü düşünce ile hareket etmeliyiz. Atatürk 1913’te laik olmayı düşünmüş, sonra uygulamış. Biz de plan yapmalıyız. Sömürgenler çok planlı davranıyorlar. Örneğin Bahriye Üçok'un kitaba meraklı olduğunu bildiklerinden kargo ile gönderilen kitap kolisine konulan bomba ile öldürdüler.

7. Ancak birlik olursak. Dernekler birbirlerini yönetecek zannediyorlar. Herhangi bir ideolojik aidiyet tanımlaması yapmayan örgütsüz bir kitle var. Bu kitlenin gerçekte Atatürk ile bir sorunu yok. Gidişattan hoşnutsuzlukları var.

8.- Çünkü birikimliyiz. Çok eylemsel sürecimiz var. Örneğin Valiliğin yasağına karşın Ulus'taki eylemle cumhuriyetin ömrü uzatıldı, kendimize güvenimiz yerine geldi. Silivri, gezi eylemleri vs. Sonra PKK Apo posterleri ile gezinin içine adam soktu. Cumhuriyet Gazetesi operasyonları da böyledir.

9. Çünkü Atatürk haklı çıktı. Devrimleri yapıp bıraktığında mevcut devrim ve yenilik durmayacaktır. Örneği eğitim milli olmalıdır. Demokratik, laik nitelikleri korumalıyız. Atatürk'ün haklılığı bir reçete. Bunun üzerinden hareket etmeliyiz.

10. Uluslararası ilişkiler açısından bu bir zorunluluk. Sağlık, eğitim açısından da. Suriye Başkanı Esat'a neden muhtaç oldular, zorunluluk. Daha az kan dökerek bu iş çözülebilirdi.

11. Atatürkçülük bir zorunluluk. Nutuk'ta anlatılan bir olayda Refet Bele'nin Amasya genelgesine imza koymaktan kaçındığı, Atatürk ikna edince zor görünen bir işaret koyduğu anlatılır. Bu nedenle bu tür davranışlara Refet Bele tavrı diyoruz. Karşımızdaki insanlar bizi yormaz ama Beleciler korkutur.

12. Nutuk'ta da söz edilen yol arkadaşlığı. Çünkü liyakat anlayışının çok iyi belirlenmesi gerekir. Örneğin Atatürk İsmet İnönü'yü Genelkurmay Başkanı yapmak ister ama çocukluk arkadaşları Ali Fuat ve Ali Fethi buna karşı çıkıp, İnönü'nün onlardan çok sonra Anadolu'ya geçtiğini söyler. Atatürk de İnönü'nün İnönü Muharebelerindeki başarısını gerekçe gösterir. Ali Fuat Paşa Gediz Muharebesinde başarısız olmuştur. Ali Fethi'ye ise parti kurduruyor ama başarısız olduğu için parti kapatılıyor. 1937 yılında İnönü'yü de Başbakanlıktan alıyor. Kişileri üretilen iş üzerinden değerlendirmeliyiz. Atatürk'ün uluslaşma, cumhuriyet yurttaşlığı siyasi parti aidiyeti üzerinden değildir. Bu feodal dönem zihniyetidir.
Yol arkadaşlığı yukarda söz edilenlerin en önemlisidir.

Cumhuriyetin kazanması için;

·         Parlamenter sisteme döndürecek bir kişinin seçilmesi,

·         Kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olması,

·         Gazi Meclis yetkilerinin tekrar kazanılması,

·         Denetlenebilir olması,

·         Tam bağımsızlığın sağlanması, dil, din, etnik kimlik farklılığının olmaması gereklidir.

Bu ölçütler bizi toparlar, enerjimizi sonuna kadar kullanmamızı sağlar.

Kısacası Atatürkçü düşünceye sahip olmalıyız. İktidarın Atatürk'e sahip çıkması ise takiyyedir ancak bir zorunluluktur.

Derneğimizde gerçekleşen etkinliğimizde bizimle olan değerli konuşmacımız Öner Tanık’a ve katılımcılara teşekkür ediyoruz.


 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter